Anonim halk edebiyatının çok yaygın bir ürünüdür. Çoğunlukla sevda konularını işler. Ekseriya dört mısradan meydana gelir. Birinci, ikinci ve dördüncü mısraları kafiyeli olur. Bunlar hazırlık mısralarıdır. Asıl mânâ son iki mısrada ifade edilir.
Bazı Türk topluluklarında, "hoyrat, mane, mâna, mahni, bayatı, me'âni" gibi kelimelerle de karşılaşılan mânilerin konuları, Şükrü Elçin'in ifadesiyle, her türlü hayat olaylarıdır. Köy, kasaba ve şehirlerimizde okumuş, okumamış kimslerin ve bilhassa kadınların irticâlen meydana getirdikleri ürünlerdir. "Aşk/sevgi" ön plandadır. Öte yandan "gurbete giden eşe duyulan hasret, güzellik-çirkinlik, kıskançlık, ölüm, evlenme düşüncesi, verilen sözde durmama, vefasızlık, kadere isyan, ana-baba şefkatini arama ihtiyacı, gelin-kaynana çatışması" gibi konular, âdet ve ananelerimizle iç-içe, eğrisiyle-doğrusuyla mânilerle ortaya konur.
Çoklukla kadınların söylediği; mısralarda ay, güneş ve yıldızların parladığı; dağlar, denizler ve nehirlerin dile geldiği; toprağın suya, çiçeğin arıya, kuşun yemişe karıştığı; bülbüllerin güllere edebî aşk türküsünü terennüm ettiği; bekçilerin satıcılara, niyetçilerin davulculara ses yetiştirdiği mâniler, eski geleneğin izlerini taşıyarak günümüze kadar gelmiştir.
Aşağıda manilerimizden seçmeler verilmiştir.
Maniye melez derler Dillerde çerez derler Eşinden ayrılana Yana yana gez derler ***** Defi çalın biriniz Yıldızdan çok sürünüz Siz de mani söyleyin Tutuldu mu diliniz? ***** Adam aman kuzusu Çay kuru, çeşme kuru Nerden içsin kuzu su Beni yakıp bitiren Bir ananın kuzusu ***** Su gelir deste gider Ayrılır dosta gider Gurbet yansın, yıkılsın Sağ gelen hasta gider ***** Ekin ektim, ot bitti Dalında bülbül öttü Ötmez olaydın bülbül Yarim gurbete gitti. ***** Pamuk içinde çiğit Belinde altın divit Hem sararmış, hem solmuş Bir kız için bir yiğit. ***** Denizden alabalık Yüreğim ona yanık İsterim konuşayım Mahalle kalabalık ***** Aya baktım; ayaklı Kapıları dayaklı Su Sındırgı kızları Hepsi elma yanaklı ***** Ağrı dağından uçtum Çayır çimene düştüm Ne belalı başım var Vefasız yare düştüm ***** İşte ben gidiyorum, Ya İstanbul, ya Tonya Sevdum da alamadım Ey gidi yalan dünya ***** Şu dağlar olmasaydı Lalesi solmasaydı Ölüm Allah'ın emri Ayrılık olmasaydı ***** Gidiyom, gidemiyom Al yeşil giyemiyom Seni candan seviyom Yüzüne diyemiyom ***** Kekliğim seker ağlar Tüyünü döker ağlar Anasız gelen olan İçini çeker ağlar ***** Dip odanın kilimi Tut kaynana dilini Tutmaz isen dilini Neye aldın gelini ***** Kaya dibi kar imiş Yağmur yağmış, erimiş Otuz iki meyvenin En tatlısı yar imiş ***** Şu dereler gün tutar İki gelin mum tutar Güzelleri sevdikçe Çirkinleri kin tutar ***** Ben bu armudu dişlerim Sapını gümüşlerim Sevdiğimin ismini Mendilimi işlerim ***** Cezvenin sapı yeşil İçinde kahve pişir Kurban olduğum Allah Beni dengime düşür ***** Derede değirmenim Taşı var da bendi yok Benim sevgili yarim Adı var da kendi yok ***** Kaleden indirdiler Kır ata bindirdiler Üç günlük güveyken Yemen'e gönderdiler ***** Elbisesi filizi Kim bilir kalbimizi Esti hafif rüzgar Ayırdı ikimizi ***** Al eline kalemi Yaz başına geleni Acep nere gömerler Yar yoluna öleni ***** | Evimizin önü marul Sular akar harıl harıl N'olur anam gel bir daha Kızım diye bana sarıl ***** Hoş geldiniz akın akın Düğünümüz pek de yakın Kızımızın ellerine Sevinerek kına yakın ***** Gül ağacı değilem Her gelene eğilem Çek elinin elimden Ben bildigen değilem ***** Antalya dağlarına Su saldım bağlarına Altın düğme olsaydım Sevdiğim kollarına ***** Hisarın bedenleri Çevirin gidenleri Ne güzel baş bağlıyor İstanbul fidanları ***** Ay doğar gediğinden Tanırım giydiğinden Canım ol yare kurban Dönmese dediğinden Ay doğar, ayazlanır Gün doğar, beyazlanır Şu Bolu'nun kızları Hem gelir, hem nazlanır. Ay doğar, batar şimdi Işığı tutar şimdi Yarimin kölesiyim Dilerse satar şimdi Ay doğar minareden Ölürüm bu yareden Benim yarimi gönder Yeri göğü yaradan Ay doğar sini gibi Sallanır servi gibi Yarin kokusu gelir İlkbahar gülü gibi Ay doğar aşmak ister Al yanak yaşmak ister Şu benim deli gönlüm Yare kavuşmak ister ***** Fabrikanın önünde Bir yığın kömür müsün? Dolmakalem elinde Bankada müdür müsün? ***** Hey karayı karayı Gel süpüreğ sarayı Sen al giyin, men yeşil Düşman geysin karayı ***** Vur hançeri kalbime Kalbim kana bulansın Fazla derine inme Çünkü orda sen varsın ***** Altın yüzük yaptırdım Parmağıma dar benim Şu Zile'nin içinde Selvi boylu yar benim ***** Ak buğdayım, buğdayım Süreyim, kurutayım Geçme kapım önünden Ben seni unutayım ***** Almaya al olaydım Selviye dal olaydım Ela gözlü yarimin Atına nal olaydım ***** Kahve piştiği yere Telve taştığı yere Güzel çirkin aranmaz Gönül düştüğü yere ***** Mendilim dalda kaldı Gözlerim yolda kaldı Yıkılasın İstanbul Yarim nerede kaldı ***** Akardım çağlamazdım Gülerdim ağlamazdım Bileydim ayrılık var Sana bel bağlamazdım ***** Karşıdan görünürsün Çarşafa bürünürsün İpek çarşaf içinde Ne güzel görünürsün ***** Mani yazdım vardı mı? Kimse bilmez derdimi İçerimden yanıyorum Mevla'm etsin yardımı ***** |
Not:Elinde Maanisi Mani Yazıyorum Diyenler Bizi Yazsın Lütfen..
Sitemizden Bizi Ulaşabilirsiniz...
Manilerden Atıp Sıkılamak Selbest.
Hiç yorum yok: